.jpeg)
Objective: To evaluate the relationship between paradoxical vocal cord motion (PVCM) disease and the diseases such as asthma, laryngopharyngeal reflux and anxiety disorder that should be taken into consideration most frequently in differential diagnosis.
Methods: The study included 100 patients (64 females and 36 males) who had applied to the polyclinics of pulmonary diseases, gastroenterology, psychiatry and ear nose throat due to respiratory symptoms. In asymptomatic period, it was planned to diagnose paradoxical vocal cord motion due to inspiratory adduction and posterior glottic fissure observed in videolaryngoscopic examination made after provocative maneuvers.
Results: The mean age of the patients was 44.7±7.3 (female: 36.3±4.5, male: 52.3±3.2). 57% of the patients applied to pulmonary diseases, 24% to gastroenterology, 12% to psychiatry and 7% to ENT polyclinics. No paradoxical vocal cord motion was detected in 99 patients invideolaryngoscopic examination made after provocative maneuvers performed in asymptomatic period. Paradoxical vocal cord motion was detected in one patient who had attack during videolaryngoscopic examination.
Conclusion: Although PVCM is a rarely seen disease, it leads to serious problems in non-diagnosed patients. In our study, we concluded that PVCM can be diagnosed during an attack rather than provocativemaneuvers performed during asymptomatic period.
Vokal kordun paradoks motilitesinin ve ayırıcı tanısının değerlendirmesi
Amaç: Çalışmanın amacı, paradoks vokal kord motilitesi hastalığının, ayırıcı tanıda en büyük sıklıkla hesaba katılması gereken astım, larengogarengeal reflü ve anksiyete bozukluğu ile ilişkisini değerlendirmektir.
Yöntem: Bu çalışmaya akciğer hastalıkları, gastroenteroloji, psikiyatri ve respiratuar semptomlar nedeniyle kulak burun boğaz polikliniklerine başvuran 100 (64 kadın ve 36 erkek) hasta dahil edilmiştir. Asemptomatik dönemde inspiratuar addüksiyona bağlı paradoks vokal kord motilitesine ve provokatif manevralar sonrasında videolarengoskopik muayenede gözlemlenen posterior glotik fissüre tanı konması planlanmıştır.
Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 44.7±7.3 (kadın: 36.3±4.5, erkek: 52.3±3.2) idi. Hastaların %57'si akciğer hastalıkları, %24'ü gastroenteroloji, %12'si psikiyatri ve %7'si KBB polikliniklerine başvurmuştu. Asemptomatik dönemde provokatif manevralar sonrası yapılan videolarengoskopik muayenede 99 hastada paradoks vokal kord motilitesi saptanmamıştır. Videolarengoskopik muayene sırasında atak oluşan bir hastada paradoks vokal kort motilitesi saptanmıştır.
Sonuç: Paradoks vokal kord motilitesi nadiren görülen bir hastalık olmasına rağmen tanı konmamış hastalarda ciddi sorunlara yol açar. yol açar. Çalışmamızda, bu hastalığın tanısının, asemptomatik dönemde gerçekleştirilen provokatif manevralardan ziyade, atak sırasında konabileceği sonucuna vardık.